• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
UZAKTAN EĞİTİM (ISBN: 975-6802-82-0)

5.3.10. Radyo Dersi Senaryo Örneği







PROGRAM NO                            : 1

PROJE/DİZİ ADI                        : Açık İlköğretim Okulu Türkçe –  6

PROGRAM ÜRÜN ADI                 : 6. Sınıflar İçin Türkçe

HEDEF KİTLE                            : Açık İlköğretim Okulu 6. Sınıf Öğrencileri

PROGRAMIN KONUSU               : Şiir, Ses, Büyük Ünlü Uyumu

PROGRAMIN AMACI                  :

   1. Türkçe dersinin önemini kavratmak

    2. Şiiri tanımalarını sağlamak

    3. Şiirde ses uyumu, vurgu ve tonlamayı  sezdirmek

   4. Büyük sesli uyumunu kavratmak

   5. Sözlük, yazım klavuzu kullanmanın önemini kavratmak

ALAN UZMANI                                     : Doç. Dr. Sedat Sever

ÜRETİM ÖĞRETİM SÜREÇLERİ

TASARIMCISI                                      : Gülsüm Salcan

YAZAR(LAR)                                        : Aysel Özfırat

PROGRAM YAPIMCISI                          : Ayşe Özünlü

MÜZİK SEÇİMİ                                    : Mehtap Erkoç

SANAT YÖNETMENİ                             : Alptekin Ertürk

TEKNİK YAPIM                                    : Tunç İnceoğlu

YAYIN TARİHİ VE SAATİ                       : 19 Ekim 1998

SÜRE                                                  : 15 Dakika

KİŞİLER                                              : 
  1. Hamdi Usta (45 yaşlarında)
  2. Engin (15-16 yaşlarında)
  3. Erkek Sesi (Yetişkin)
  4. Anlatıcı (Yetişkin Bayan)




PROJE ADI               :AÇIK İLKÖĞRETİM OKULU

DERSİN ADI          : TÜRKÇE 6

PROGRAM NO           : 1

MÜZİK                     : EFEKT

  • Marangoz atölyesindeki tahta
  • Rende ve çekiç sesleri
  • Kumaş hışırtısı
  • Çay bardağı, kaşığı şıkırtısı
  • Rolantide çalışan araba sesi
  •  Ayak sesi


MÜZİK          : SİNYAL
SPİKER         : 6. SINIFLAR İÇİN TÜRKÇE
MÜZİK          : SİNYAL

 

ANLATICI     : Merhaba sevgili arkadaşlar, merhaba sevgili Açık İlköğretim Okulu öğrencileri. 6. Sınıf Türkçe programında birlikte olacağız. İkisi soru ve hatırlatma olmak üzere 12 radyo programımız var.

      Amacımız, size destek olmak. “6. Sınıf Ders Notu”nuzdaki ve kitaplarınızdaki konuları daha iyi kavramanıza yardımcı olmak. Sevgili arkadaşlar, Türkçe dersi, okuma, dinleme, anlama ve anlatmada başarılı olmamıza katkı sağlayan en önemli derstir. Sözcük dağarcığımızı ve kendimizi geliştirmemizi sağlar. Kültürümüzü artırır. Ufkumuzu açar, zevklerimizi inceltir, geliştirir. En önemli amacımız da, Türkçe derslerini sevdirmek. Sevdiğiniz zaman daha iyi çalışır, daha başarılı olursunuz. Elbette güçlükleriniz olacak. Hangi iş, kolay ve sıkıntısız olmuştur ki. Ama yalnız değilsiniz. Oyun kahramanımız Hamdi Usta ve bizler sizinleyiz. Zaman Zaman Hamdi Usta’nın evine ya da marangoz atölyesine konuk olacağız. Bir öğrenci olarak onun yaşadığı sıkıntıları ve öğrenme arzusunu paylaşacağız.

      Neler mi öğreneceğiz bu derste? Türkçenin yazım ve dil kurallarını, anlatım türlerini. Biçim ve dil özelliklerini…

MÜZİK             : GEÇİŞ

      İlk programımızda; şiir, vurgu, tonlama, ses ve büyük ünlü uyumu konularını ele alacağız. Sözlük, yazım klavuzu ve ansiklopedi kullanmanın gereği ve önemi üzerinde duracağız.

    Önce Hamdi Usta’nın iş yerine doğru uzanalım.

MÜZİK             : DRAMA GEÇİŞ

EFEKT             :(YÜKSELİR-FONA DÜŞER) MARANGOZ ATÖLYESİNDEKİ RENDE, TAHTA SESLERİ

HAMDİ USTA    : Engin

ENGİN             : Buyur usta.

HAMDİ USTA    :Aç oğlum radyoyu, öğlen haberlerini kaçırmayalım.

ENGİN             : Tamam ustam.

                                    (RADYODAN HAFİF MÜZİK DUYULUR-AZ SONRA 13.00 HABERLERİNİN GONGU VURUR-HABERLER BAŞLAR)

EFEKT          : DURAN BİR ARABA SESİ

BİR SES        : (UZAKTAN YÜKSEK)

                                    Hamdi Usta! Hamdi Usta!

ENGİN          : Ben bakıyorum usta.

HAMDİ          : Hadi bak Engin. Malzeme gelmiş olabilir. İndirelim.

MÜZİK          : GEÇİŞ

HAMDİ          : Malzemeyi indirelim derken yorulduk Engin. Çayımız demlenmiştir. İki çay doldur da dinlenelim.

ENGİN          : (ÇEKİNGEN) Usta, usta be!…

HAMDİ          : Ne oldu yine? Çayı demlemeyi mi unuttun?

ENGİN          : Yok, yok çay hazır. (ÇEKİNGEN) Şey… Diyecektim ki…

HAMDİ          : Anlaşıldı. Senin dilinin altında bir bakla var. Çayları getir de, hem içelim hem konuşalım.

EFEKT          : YÜRÜME SESİ

HAMDİ          : Ooo mis gibi koktu çaylar. Eline sağlık.

ENGİN          : Afiyet olsun!

EFEKT          :BARDAK-ÇAY KAŞIĞI-KARIŞTIRMA

HAMDİ          : Engin, deminden beri kıvranıp duruyorsun. Ne söyleyecektin? Hadi anlat…

ENGİN          : Şey… Usta… Diyorum ki her defasında nakliye parası ödüyorsun.

HAMDİ          : (YUMUŞAK) Ne yapalım oğlum. Parasız taşıtamayız ki. Emeğin, masrafın karşılığını vermek lâzım.

ENGİN          : Onu demiyorum. Nakliyeciye vermek yerine, bir kamyonet alsan… Hem bu kadar para vermez hem de…

HAMDİ          : Hem de…

ENGİN          : Her işi kolay hallederiz. (ES). Mal getirirken, evlere teslim ederken çok işe yarar.

HAMDİ          : (ANLAYIŞLI) Yaramazmı hiç Engin. (ÖZLEM DOLU) Zamanını kendin ayarlarsın. Gecikmeler, beklemeler biter.

ENGİN          : Peki ustam, niye almıyorsun?

HAMDİ          : (İÇ ÇEKER) Bak oğlum, doğru söylersin, iyi söylersin ama kolay mı? Para ister… ehliyet ister (ES). Birer çay daha içelim mi?

ENGİN          : Hemen.

EFEKT          : AYAK SESİ, BARDAK-KAŞIK SESLERİ

ENGİN          : Buyur usta.

HAMDİ          : Sağol. Sonra, her şeyin bir sırası var. Biliyorsun, evimiz olsun dedik kooperatife girdik. (ES) Okula da kaydoldum. Açık İlköğretim Okuluna. Diplomayı aldıktan sonra, ehliyet için başvuracağım.

ENGİN          :  (NEŞELİ) Bu arada sürücü kursuna da gidersin.

HAMDİ          : Tabii ya… Gördün mü… Öncelikler belli. (ES) Bir yandan kooperatif taksitlerini ödemek, bir yandan da okulu bitirmek gerekiyor. (İÇLİ) İkisi de kolay değil.

ENGİN          : Haklısın ustam… Ama bu kadar yıldan sonra okula iyi cesaret ettin.

HAMDİ          : (CANI SIKKIN) Hadi iş başı yapalım Engin. İyi dinlendik. İyi konuştuk. Koltukların yüzlerini de döşemeye başlayalım. Yoksa yetişmez.

ENGİN          : Tamam usta. (ES) Bu okulun derslerine nasıl devam edeceksin ki?

HAMDİ          : Devam yok evlâdım. Ders notlarını okul gönderecek. Radyo ve televizyondan da ders programları yayımlanacak.

ENGİN          : Eee!…

HAMDİ          : Eesi, kitaplarımızı da satın alacağız. Hepsini çalışacağız.

ENGİN          : Peki, sınıfı nasıl geçeceksiniz.

HAMDİ          : Dönem sonunda ve yıl sonunda sınava gireceğiz.

ENGİN          : İşin zor usta. Ben sınıfta ders dinlerken bile çok zorlandım.

HAMDİ          : Moral bozmakta üstüne yok Engin. (ES) Ders çalışma zamanlarını kendim belirleyeceğim. Hem bu yaştan sonra da böylesi uygun.

ENGİN          : (ŞAKACI) Yaşında ne var ki ustam. Sadece 45…

HAMDİ          : (CİDDİ) Gevezeliği bırakalım. Kumaşları getir bakalım!…

ENGİN          : Şimdi!…

MÜZİK          : YÜKSELİR-YİTER

ANLATICI     : Evet sevgili arkadaşlar. Hamdi Ustaya ve Engin’e kulak misafiri olduk. Hamdi Usta da sizlere benziyor. Hem ev geçindiriyor hem işini yapıyor, hem de Açık İlköğretim Okulunda okuyup 8 yıllık öğretimini tamamlamak istiyor. Kolay işi; ama kararlı. Önemli olan da bu. Okuyacak, diplomasını alacak, sonra da sürücü belgesini.

Programımızın başında bu programımızda ele alacağımız konulardan birinin ses olduğunu duyurmuştuk. Program boyunca pek çok ses duydunuz. Tahta sesi, yürüme sesi, motor sesi, insan sesi, müzik… gibi sesler. Bunlar, hava titreşimleridir ve bu hava titreşimlerinden de kulağımıza ulaşanlardır. Dil, düşünceleri anlatmaya yarayan işaretler sistemidir ve bu işaretler, daha çok sesle, insan sesiyle ilgilidir. Her ses dilde kullanılmamaktadır. Bir başka deyişle her sesin anlaşmada yeri yoktur.

Seslerin yazıdaki karşılığı olan işaretlere harf denilmektedir. Harfler de alfabeyi oluşturur. Alfabemizde kaç harf olduğunu hatırladınız bile değil mi? Hepinizin 29  dediğini duyar gibiyiz. Türkçede konuşmamıza yarayan 29 ses bulunduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle de alfabemizde 29 harf vardır. Bunların 8’i ünlü, 21’i ünsüzdür.

MÜZİK          : GEÇİŞ

ANLATICI       : Türkçedeki 29 ses; çıkarılışlarına, tonlamalarına ve titreşimlerine göre, ikiye ayrılmaktadır. Ünlü ve ünsüz diye, bunlarda kendi aralarında çeşitlere ayrılmaktadır. Sevgili arkadaşlar, seslerin çeşitli ve ses uyumları ile ilgili ayrıntılı bilgiyi ders notlarınızda ve kitaplarınızda bulacaksınız. Bu bilgileri dikkatlice okur ve not alarak çalışırsanız daha iyi kavrarsınız. Radyo programlarımız da bilgileri kavramanıza ve pekiştirmenize yardımcı olacaktır.

MÜZİK          : GEÇİŞ

ANLATICI       : Türkçemizde çok önemli bir ses uyumu kuralı vardır: Büyük ünlü uyumu. Türkçeyi diğer dillerden ayıran bir özelliktir bu. Dilimizin tüm sözcüklerini kapsar. Bu kuralı kavradığınızda sevgili arkadaşlar, Türkçe olmayan sözcükleri hemen ayırabilirsiniz. Şimdi oyunumuzda geçen kimi adları, sözcükleri anımsayalım. Büyük ünlü uyumu açısından değerlendirelim bunları. Türçede her hecede bir ünlü bulunur. Ünsüzler tek başına hece yapamazlar. Ünlüler ünsüz olmadan da hece oluşturabilir.

Önce “Engin” adını ele alalım. “Engin”de “en” ve “gin” heceleri vardır. Bu hecelerde e ve i olmak üzere iki ünlü vardır. İkisi de ince ünlüdür. Şimdi “e” ve “i” ünlülerini söyleyin. Söylerken de dilinizin durumuna dikkat edin.

e…………………, e…………….. i……………….., i…………

Dilin hafifçe öne gittiğini farketmiş olmalısınız. Şimdi de “usta” sözcüğünü inceleyelim. “Usta”da u ve a olmak üzere yine iki ünlü vardır, ikisi de kalın ünlüdür.

Bu ünlüleri de söyleyelim ve söylerken dilimizin durumuna dikkat edelim.

u………….., u……………. a……………., a……………. dilin hafifçe geriye gittiğini, bir başka deyişle arkaya çekildiğini farketmiş olmalısınız.

MÜZİK          : GEÇİŞ

ANLATICI       : İncelediğimiz bu örneklerde dikkat etmeniz gereken şey ünlülerin incelik ve kalınlık bakımından uygunluğudur. Bu sözcükler, büyük ünlü uyumu kuralına uymaktadır ve Türkçe’dir.

“Hamdi” sözcüğünde de iki ünlü vardır. “a ve i”; “a” derken dil hafifçe geridedir. Birlikte söyleyelim. “a…” “i” derken dil hafifçe öne gitmektedir. Yine birlikte söyleyelim. “i……..”. Kalın ünlüden sonra ince ünlü geliyor. Bir uyumsuzluk var. Eğer kalın ünlüden sonra kalın ünlü gelseydi, büyük ünlü uyumuna uyacaktı. İnce ünlü geldiği için uymuyor. O halde Hamdi sözcüğü Türkçe değil.

Büyük ünlü uyumunu kavradınız sanırız. Türkçe sözcüklerin, birinci hecesinde kalın bir ünlü bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlüler de kalın; ince bir ünlü bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur. Bu kurala uymayan sözcükler dilimize başka dillerden gelmiştir. Ancak hemen hatırlatalım. Bazı sözcükler Türkçe olmadığı halde bu kurala tesadüfen uyabilir. Örneğin radyo, doktor, gardrop… gibi. Bunlar büyük ünlü uyumuna uyuyor, ama Türkçe diyemeyiz. Karar vermek için başka özellikleri, kuralları aramak gerekir. Şoför uymaz, sürücü uyar; atölye uymaz, işlik uyar. (ES) Kamyonet, kitap, öğrenim, tahta sözcüklerini de siz inceleyiniz.

MÜZİK          : GEÇİŞ

EFEKT             : YÜKSELİR-FONA DÜŞER (Marangoz atölyesindeki sesler.)

ENGİN          : Ustam, daldın gittin.

HAMDİ            : Eee, Engin. Kumaşları koltuklara düzgün

yerleştirmek dikkat istiyor.

ENGİN          : Radyoyu açarsam dikkatini dağıtır mıyım?

HAMDİ         : Hayır, hayır, iyi olur, aç da bir şeyler dinleyelim.

(RADYODAN MÜZİK SESİ YÜKSELİR. MÜZİK BİTER SPİKERİN SESİ DUYULUR.)

SPİKER         : Evet sevgili dinleyenler, insanlar duygularını ve düşüncelerini pek çok yolla anlatmışardır. Kimi zaman resim, kimi zaman müzik ve oyunla. Kimi zaman da yazı ve sözle. Sözle ya da yazıyla anlatırken de, nazım (şiir) ya da düz anlatım yolunu yeğlemişlerdir. Bunlar, anlatmak istedikleri duyguya ve düşünceye, ilgi alanlarına, kültür ve zevklerine göre değişmektedir. Sözgelimi Karacaoğlan, Yunus Emre, Aşık Veysel sazına sözüne dökmüştür, duygu ve düşüncelerini, Sait Faik, Ömer Seyfettin, Halikarnas Balıkçısı da öykü ve romana. İnsanı, tabiatı, sevgiyi, güzelliği, acıyı, dostluğu işlemişler, ama kimi nazımla, kimi de düz yazıyla.

MÜZİK          : KISA GEÇİŞ

Doğa ve insan sevgisini, ünlü halk şairimiz Karacaoğlan’ın şiirinden dinleyelim: (GEÇİŞLER SAZLA YAPILACAK)

GİDELİM
Eğer benim ilen gitmek dilersen,
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim.
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz,
Yollar çamur kurusun da gidelim.
….
Sökülsün dağların buzu sökülsün
Öne insin çöl ovaya dökülsün,
Erzurum dağı’nın karı çekilsin,
Ak koyunlar yürüsün de gidelim.
….

MÜZİK          : FONA DÜŞER

ENGİN          : Ne güzel söylüyor değil mi usta. Dedemin köyünü hatırladım.

HAMDİ         : Sorma… Ben de çocukluk günlerimi.

MÜZİK          : BİTER. (Radyodan bir reklam spotu duyulur ve kaybolur)

ENGİN          : Yine kapattın radyoyu usta. Neyse…

                                   “Sökülsün dağların buzu sökülsün
                                   Öne insin çöl ovaya dökülsün,
                                   Erzurum dağının karı çekilsin
                                   Ak koyunlar yürüsün de gidelim” (ES)
                                   Tam bahar aylarının güzelliği değil mi?

HAMDİ         : İyi söyledin Engin. İyi de ezberlemişsin.

ENGİN          : Evet usta! Akılda kalıyor. Hem de ortaokuldan hatırlıyorum.

HAMDİ         : Eh artık bana da yardımcı olursun derslerde.

ENGİN          : Hemen başlayalım istersen ustam. Ses uyumu yani ses benzeşmesi dikkatini çekti mi?

HAMDİ         : Hangi ses benzeşmesi?

ENGİN          : Şiirde satır sonlarındaki seslerin benzeşmesi. Sökülsün, dökülsün, çekilsin… gibi.

HAMDİ         : Evet, doğru ya… Sökülsün, dökülsün, çekilsin.

ENGİN          : Öğretmenimiz buna uyak derdi.

HAMDİ         : Hımm… Uyak… Ses benzeşmesi…

ENGİN          : Bir de şiir okurken, durak ve vurguya dikkat etmemizi isterdi. Yoksa o şiiri güzel okuyamazsın, anlamını veremezsin, derdi.

HAMDİ         : Ooo… Vurgu da ne?

ENGİN          : Hani usta; sen bana, sık sık, “Engin dikkatli ol, dikkatli dinle.” Diyorsun ya…

HAMDİ         : Kötü mü ediyorum.

ENGİN          : Yok. Yani “dikkatli”yi öyle bir söylüyorsun ki… İçim titriyor neredeyse. Dikkatli sözcüğünün önemini belirtmek için vurgulu söylüyorsun.

HAMDİ          : Evet anladım. Sen de bir işi iyi yaptığın zaman, “Usta nasıl, usta bunu ben yaptım.” derken “ben”i vurgulu söylüyorsun.

ENGİN          : Şiirde de aynı. Duyguyu vermek için kimi sözcüklerin daha coşkulu, baskılı okunması vurgudur. Şiirin güzelliğini, anlamını ortaya çıkartır.

EFEKT          : TAHTA-ÇEKİÇ SESLERİ

ENGİN          : Usta bu koltukların modeli, kumaşı moderen mi?

HAMDİ         : Bak şuna, o kadar okul görmüş, ne diyor?

ENGİN          : Ne diyorum ki?

HAMDİ          : Modern… Evet modern. (ES) Usta, böyle yanlış söylediğimiz çok sözcük var aslında.

HAMDİ          : Evet. Bir çok insan kibrite, kirbit; köprüye, körpü  diyor.

ENGİN          : Okulda bir gün Türkçe öğretmeni, “yalnız” kelimesinin nasıl yazıldığını sormuştu. Tahtaya beş çocuk kalktı ve beş çeşit “yalnız” yazıldı.

HAMDİ         : Sahi mi?

ENGİN          : Evet. Hangisi doğru diye sınıfa sordu. Sınıf beşe ayrıldı. Öğretmen en sonunda doğrusunu yazım kılavuzundan bulmuştu.

HAMDİ         : Demek doğrusu yazım kılavuzundan bulunuyor.

ENGİN          : Evet bir de sözlükten.

HAMDİ         : İş çok desene Engin.

ENGİN          : Yok be Ustam. Yazım kılavuzu ve sözlük kullanmak şart ama.

HAMDİ         : Çok mu işe yarayacak ki?

ENGİN          : Hem de nasıl… Sözcüklerin anlamını öğrenmek için sözlük, doğru yazımları öğrenmek için yazım  kılavuzu kullanmadan olmuyor.

HAMDİ          : Eh, artık evde çocuklarınkini kullanırım. Hadi işi hızlandıralım.

EFEKT          : TAHTA, ÇEKİÇ SESLERİ

HAMDİ          : Engin daldın yine, nereye bakıyorsun öyle? Gözün dışarda. Çağırıyorum duymuyorsun.

ENGİN          : Usta.. Ben biraz dışarı çıkıyorum. Yarım saate kalmaz dönerim.

HAMDİ          : Bu da nereden çıktı evlâdım? Nereye gidiyorsun şimdi?

ENGİN                      : ……………..

HAMDİ          : (KENDİ KENDİNE MIRILDANIR.) Bu işte bir iş var. Sık sık böyle davranmaya başladı. Nereye kayboluyor, anlamıyorum. (ES) Başına bir iş gelmesin sakın?

MÜZİK          : GEÇİŞ

ANLATICI     : Evet sevgili arkadaşlar, Engin çıktı, söz verdiği saatte de dönmedi Ustasını iyice telâşlandırdı. Oysa ne güzel ders havasına girmişlerdi. Biz de onlarla birlikte pek çok bilgi edindik.

Anlatım biçimlerinde şiiri, şiirdeki ses benzeşmesini ve vurguyu öğrendik. Temel başvuru kitaplarından sözlük, yazım kılavuzu hakkında bilgi edinir. Siz de bunların kullanma alışkanlığı kazanın, hep elinizin altında bulundurun. Şiirin dizelerden, bir başka deyişle mısralardan oluştuğunu, şiirde ahenk ve ses benzerliğinin önemli olduğunu unutmayın.

Sizlere önerim, “6. Sınıf Ders Notu”ndan I. Bölüm’e dikkat ederek çalışmanız. Örnekleri mutlaka defterinize yazınız. Açıklamalara dikkat edip, kendiniz yeni örnekler bulup inceleyiniz.

Burada öğreneceğiniz temel bilgileri tüm yaşamınızda kullanacaksınız. Bu nedenle önemli. Yerleşmesi için çaba gösteriniz.

Gelecek programımızda düz yazıyı tanıyacak, adları ve çeşitlerini öğreneceğiz.

Anlamakta zorlandığınızda, aklınıza takılan sorularınız olduğunda bize yazabilirsiniz. Öğrenmek istedikleriniz kadar, kendi çalışmalarınızı, yazdığınız şiir ve kompozisyonlarınızı da gönderebilirsiniz bize. Yazışma adresimiz:

Açık İlköğretim Okulu, Türkçe Programı P.K.48 06500 Bahçelievler-ANKARA

                     Faks: 0.312.2138302

Gelecek programda buluşmak dileğiyle esen kalın sevgili arkadaşlar.